Link nur auf Unterseiten benutzbar

Paul Signac, tutkulu bir yelkenciydi ve Saint-Tropez limanında duran birkaç yelkenli tekneye sahipti. Bu tutku ve Côte d’Azur’daki parlak ışık, Signac’ın parlak liman ve kıyı resimleri serisinin çıkış noktası olmuştur. Von der Heydt Müzesi’ndeki eser, bu serinin mükemmel bir örneğidir. Tablo, arka planda ışıklandırılmış evler önünde duran ve kalkışa hazırlanmış dört tekneyi gösterir. Rüzgarla gerilmiş flamaları ve yelkenleri vardır. Sivri bumbalarıyla, adeta ok gibi suyun üzerinde yatan tekneler.

Başlangıçta Empresyonizmden, özellikle Claude Monet’den etkilenen Signac, 1885’te Georges Seurat ile tanıştıktan sonra, onun sanatsal yenileme girişimlerine dahil olur. İzlenimci manzaralarda anlık görüntü yakalanmaya çalışılırken, Neo-Empresyonizm’in temsilcileri, sanat eleştirmeni Félix Fénéon’a göre, ”manzaraya nihai, mutlak bir görünüm verme” çabasındaydılar. Empresyonizmdeki spontane fırça darbelerinin yerini, şimdi sistematik olarak düzenlenmiş ve eşit büyüklükteki noktaların birleşiminden oluşan bir renk uygulaması almıştır, bu da tuvali eşit şekilde kaplar. Bilimsel kurallara göre yeniden tanımlanan bu yeni resim biçimi, hızlı ve hava şartlarından ibaret olan açık hava eserlerinin aksine, atölyede yavaş ve rahat bir çalışma imkanı yaratır. “Saint-Tropez Limanı’ndaki Yelkenliler” tablosu, Neo-Empresyonizm’in statik ve sakin resim dünyalarına karakteristik bir örnektir.